Türkbükü Bodrum
Yakın geçmişte tek bir belediye olarak birleştirilen Gölköy ve Türkbükü köyleri, şimdinin Göltürkbükü Beldesidir. Şarkıcılar, mankenler, oyuncular, adeta üç aylık bir film seti.
Yakın geçmişte tek bir belediye olarak birleştirilen Gölköy ve Türkbükü köyleri, şimdinin Göltürkbükü Beldesidir.
Yabancı turistlerden ziyade yerli turistlere hitap eden bölgenin Gölköy tarafı daha sessiz ve sakinken, Türkbükü daha şaşaalıdır. TÜRKBÜKÜ sahili günümüzde Bodrum’un hatta Türkiye’nin en sükseli tatil yerlerinin önde gelenidir.
Sahili her biri isim yapmış küçük fakat özgün otel ve çoğu kendi iskelesine sahip onlarca restoran-barla kaplıdır.
Oteller ve çevresindeki beach-restoran-barlar özellikle Türkiye’nin sosyete kesiminin, pop sanatçılarının uğrak yeridir.
İskeleler gündüz güneşlenmek için kullanılırken geceleri havluların ve şezlongların yerini akşam yemeği için masa ve sandalyeler alır.
Dağların ardından denize doğru yükselen muhteşem mehtabı seyretmek için yapılan seremoni neredeyse bir ayindir burada. Çoğu restoran ve otel mehtabı karşılarken Carmina Burana’nın girişi gibi yüksek volümlü ve heybetli müzikler çalar.
Türkbükü’nde mehtap kendine özgü törenlerle karşılanır.
Bu belde önceleri sakin ve sade bir köyken, günümüzde özellikle yaz aylarında akın eden İstanbul sosyetesi ve ünlülerin sayesinde eğlence ve lüks tüketim almış başını gitmiştir.
Cote d’Azur ile benzeşen bir yer olan Türkbükü’ne ünlüler ve sosyetiklerin yaptırdığı villalarla bu yükseliş sürmektedir.
Antik Karya bölgesinde Gölköy’ün eski adı Karyanda’dır. İ.Ö. yaklaşık 6. yüzyılda yaşamış olan denizci Skylax buralıdır. Skylax Pers hükümdarı Darius’un emrinde bir amiral olarak Kızıldeniz üzerinden Hint Okyanusu ve Hindistan yarımadası kıyılarını dolaşmıştır.
Darius’un Hindistan’ı fethetmesi için önemli bilgiler içeren bu notlar denizcilik tarihine ilk navigasyon bilgileri olarak geçmiştir.
Bodrum Yarımadası kuzeybatı yanındaki Türkbükü koyuna ve onun kıyısındaki Aşağı Göl Köyü’ne egemen bulunan sırt üzerindeki önemlice kalıntıların, Leleg kenti Madnasa kalıntıları olduğu aşağı yukarı kesin sayılıyor.
Bu konuda bilgisi olmayan Friedrich Cornelius, Attika’da bulunmuş yazıtlarda, Delos Birliği’ne gider katkısı olarak hangi kentin kaç talanton ödediğini gösteren listelerde anılan Madnasa’yı, Menderes Magnesia’sı sanıyor, bunu da Hitit belgelerinde anılan ve II.Tudhaliya’nın Arzawa seferinde izlediği yol üzerinde bulunan Maddunassa ile eşitleyiveriyor.
Oysa, Bodrum Yarımadasındaki Leleg kenti Madnasa’nın, Maddunassa olması kesinlikle olanak dışıdır, çünkü Bodrum Yarımadası, Hitit yurdundan Arzawa ülkelerine giderken uğranılanabiliecek bir yerde değildir, anakara ucunda deniz kıyısındadır.
Göltürkbükü Tarihçesi
Bodrum Yarımadası kuzeybatı yanındaki Türkbükü koyuna ve onun kıyısındaki Aşağı Göl Köyü’ne egemen bulunan sırt üzerindeki önemlice kalıntıların, Leleg kenti Madnasa kalıntıları olduğu aşağı yukarı kesin sayılıyor.
Bu konuda bilgisi olmayan Friedrich Cornelius, Attika’da bulunmuş yazıtlarda, Delos Birliği’ne gider katkısı olarak hangi kentin kaç talanton ödediğini gösteren listelerde anılan Madnasa’yı, Menderes Magnesia’sı sanıyor, bunu da Hitit belgelerinde anılan ve II.Tudhaliya’nın Arzawa seferinde izlediği yol üzerinde bulunan Maddunassa ile eşitleyiveriyor.
Oysa, Bodrum Yarımadasındaki Leleg kenti Madnasa’nın, Maddunassa olması kesinlikle olanak dışıdır, çünkü Bodrum Yarımadası, Hitit yurdundan Arzawa ülkelerine giderken uğranılanabiliecek bir yerde değildir, anakara ucunda deniz kıyısındadır.
Madnasa adı, görünüşe bakılırsa, Luvi dilinde Ma-(u)dna-(a)ssa öğelerinden türetilmiştir. Ma ülkesinin kenti anlamındadır.
Madnasa. Kalıntılar alanın doğu ilerisinde, Aşağı Gölköy’üne en yakın doruğun (Kökpınar Tepesi)yakınındaki burç kalıntısı.
Eski Plinius’un ve Byzantion’lu Stephanos’un yapıtlarında sözü edilen Madnasa kentinin tarihçesi üzerinde bilgimiz pek azdır.
Az önce sözünü ettiğimiz Attika yazıtlarından, bu kentin İ.Ö. 5. yy.’da Atina önderliğindeki Delos Birliği’ne, yılda önceleri 2 talanton (600 Atatürk altını eşdeğerinde gümüş), sonra 1 talanton tutarında gider katkısı ödediğini öğreniyoruz.
Ancak, bu durumu, Mausolos döneminde onun da bir anlamda Halikarnassos Bodrum’a “katılmak” zorunda bırakılmasına yani halkının Bodrum’a geçmek zorunda bırakılmasını engellemedi; böylece Madnasa’nın oturulan bir kent olarak tarihçesi, İ.Ö. 4 yüzyılın birinci yarımının sonuna doğru (İ.Ö. 360’lar dolaylarında), bitmiş oldu.
Türkbükü koyuna egemen kalıntıların bulunduğu yere gitmek için; Bodrum-Milas yolunun, Bodrum Yarımadası içinden geçip kuzey kıyıya yaklaştığı yerde solda göreceğiniz kavşakta başlayan ve kuzeybatı yandaki köylere ulaşım sağlayan düzgün yolu izleyeceksiniz.
Bu yolla Yalıkavak’a dahi gidebilirsiniz. Yoldan, kalıntılar alanına tırmanış, Aşağı Gölköy’den sırtların kuzeydoğu yamacı boyunca kolay olur ve 40 dakika sürer.
Madnasa akropolisinin bulunduğu doruk, Aşağı Göl Köyü’nden kuş uçuşu 2km. uzaklıktadır. Bu doruğa çevrede, Kalkayığı tepesi deniyor.
Yarımadanın kuzey kıyısı boyunca uzanan yolun ortalarında, büyük bir koyda kurulu ve alışılagelenlerden daha hoş iki köy vardır: Türkbükü ve Gölköy.
Koyun batı yakasında, tepelerin arasına gömülü ve önündeki iki ada ile korunan Türkbükü köyü, balıkçılar için doğal bir sığınaktır. Balıkçılar burada, sahilden denize doğru çıkık pek çok küçük tahta iskeleden hareket ederler. Koyun hemen çıkışında Dil Balıklarının yatağı bulunur.
Daha ileride, koyun tabanındaki Gölköy, yemyeşil bir vadi üzerine kuruludur.
Önünde upuzun uzanan kumsal ile küçük pansiyon ve restoranlar vardır. Gölköy’de keyfi çıkartılacak pek çok şeyin arasında belki de ilk akla gelen modern yaşamın patırtısından çok uzaklardaki bu köyde sessiz sedasız çalışmalarını sürdüren balıkçı halkın, çiftçilerin ve günlük işlerini yürüten tüccarların koşuşturmalarını seyretmektir.
Müzeler ve Tarihi Eserler
Tarihi Vaftiz Mekanı
Tarihi Gümbet
500 Yıllık Tarihi Şarap İskelesi
Kaya Mezarları
Emre Kunt Figür ve Model Müzesi