Gündoğan
Gündoğan Ege denizine uzanan Bodrum yarımadası üzerinde Romalılar tarafından M.Ö. 353 375 yıllarında deniz kenarında VARA ismiyle kurulmuştur.
900 yıl önceki korsan saldırısı nedeniyle köy bugün kurulu olduğu yere taşınmıştır.
Limanda bulunan mezarlığın korsanlarla yapılan çatışmalar da ölenlerin mezarlığı olduğu söylenmektedir.

Gündoğan da halen Romalılar zamanından kalma TELMISUS BELDELERI adi verilen eserler mevcuttur. Ayrıca etnografı değerde eserler olduğu da söylenmektedir.
Gündoğan Beldesinde yasayan gruplar sırasıyla Mikenler, Persler, Karyalılar, Medler, Mısırlılar, Suriyeliler, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Menteşeliler ve 1522 yılından beride Osmanlılar ve Türkiye Cumhuriyeti Devletidir.
Beldede yasayan halk Orta Asya Türkmenlerin dendir.

Beldenin adi 1961 yılında Farilya iken Gündoğan olarak değiştirilmiştir. Gündoğan’ın eski adi olan ve bir Rum sözcüğü olan Farilya? Günesin doğusu anlamına gelmektedir.
Zengin bir tarihsel geçmişe sahip olan Gündoğan da, yarımadanın ilk yerleşik halkı olan Legleglere ait yüzlerce kaya mezar bulunmaktadır.
Tavşan adasında bulunan Erken Doğu Roma (Bizans) dönemine ait kilise, Osmanlı kulesi, Kalkolitik çağ öreni olan Peynir Çiçeği Mağarası, Elli iki merdiven kilisesi, eski yel değirmenleri ve su sarnıçları belde de bulunan diğer tarihi zenginliklerdendir.
Özellikle Trekking, Sörf, yelken sporları ve dalmak için uygun olan belde de, her zaman sakin ve huzurlu dinlenme olanaklarından faydalanılabilir.
Gündoğan da yarımadanın en yumuşak iklimi görülür, Eylül Ekim aylarında hiç düşünmeden denizine girebilir, doğal güzelliklerinin tadını çıkarabilirsiniz.

Eski Gündoğan evleri yarımadanın genelinde olduğu gibi tastan yapılan tek odalı toprak damlı evlerden oluşmaktadır. Tasları birbirine tutturmak için ya çamur ya da ak toprakla kirecin karıştırılmasından oluşan harç kullanılır.
Bu ak toprak kum vazifesini görür ve eğer kireçle karıştırılmış sa yapı sağlam olur. Evlerin içi ve dışı da bu malzeme ile sıvanır. Yapı bitince evin üzerine ağaçları konur.
Eski evler toprak damlıdır. Bazen evin daha dayanıklı olması için ortasına “düver” ismi verilen kalın bir ağaç kalas dikilir. Enine yerleştirilen ağaçların üzerine de kargı serilerek bu kargılar birbirine çitilir.
Üzerinde denizden çıkan eritse veya kayın ağacı serilir. Bunların üzerine de geren (ince toprak) dökülür. Bu tür evler toprak damlı evlerdir. Çavdar sapı kullanılarak yapılan evlere saz damlı evler denir.

Bazı evler de aşağı yüz yukarı yüz diye iki oda bulunur. Bu odalar tahta bir asma katla birbirinden ayrılır. Bu gibi evler de tahta raflar, duvar içine gömme dolaplar, ashap yüklükler bulunur.
Bu ashap mobilyalar oyma kakma gibi desenlerle süslüdür. İki gözlü evlerde yeni evliler üstte diğer çoluk çocuk aşağı yüzde eğer yazsa dışarıda yatar.
Şehirlerde teras vazifesi gören, köy evlerinde de sofa denilen “kumbulle”ler (yuvarlak kesitli sütunlar.) üzerine oturtulmuş çardaklar bulunur. Bunlar kışın bozulur, yazın tekrar yapılır.
Bunların altında yemek yenilir, yatılır kısaca evin yazlık bölümüdür. Köyün evleri hem iklime uymak, hamda gelenek bakımından hepsi yaklaşık ayni plan dahilinde yapılmıştır.
Bütün evlerin yönleri denize bakmaktadır. Sular kuyulardan evlere toprak testilerle çekiler. Çok defa içme suları için ayrı tatlı suyu kuyuları vardır. Kullanılacak sular evin önünde testi içinde tuttur.
Ayrıca kışın toprak damda biriken suları oluklarla testilere biriktirmekte köylülerin kullandığı yöntemlerdendir.
Peynir Çiçeği Mağarası
Peynir çiçeği mağarası, çevresinde baskın olan volkanik kaya yapılarının arasından sıyrılmış küçük bir karstik tepe içerisinde oluşmuş, yatay bir mağaradır. Mağara ağzı deniz seviyesinden yaklaşık olarak 56m. Yüksekliktedir.
Mağara girişinin koordinatları; N37º 06? 46,9? e027º 20? 47,5? mağaranın girişinden bir toprak yol geçmesi ve mağaranın Gündoğan Beldesine oldukça yakın olmasından dolayı, ulaşımı oldukça kolaydır.
Ayrıca mağaranın giriş ağzından yaklaşık 5m. Aşağıda, kıs aylarında aktif olan bir dere yatağı bulunmaktadır. Bu akarsuyun mağaranın oluşumundaki en önemli etkenlerden biri olduğunu düşünmekteyiz.
Mağaranın girişi yaklaşık 2,5 m. Yüksekliğinde ve zemin genişliği 9,4m olan bir daire kesitine benzer. Giriş birkaç yıl önce yapılan arkeolojik araştırmadan sonra kapatılmıştır. Mağaranın girişi yaklaşık 2,5 m tavan yüksekliğine sahip bir galeriye açılır. Galerinin boyu 15,3 m en geniş yeri ise 13m dır.
Galeri zemini yer yer 60º?yi bulan bir eğimle devam ettiği için, galeri içerisinde ilerlendikçe zemin? Tavan mesafesi artmaktadır. Ayrıca galeri tavanda yükselerek bir balkon ve dar bir geçitle baksa bir galeriye bağlanır. Ve bu galeriyle sonlanır.
Girişteki galeri kuzey ve güney doğrultularında devam eden iki ayrı kola ayrılır. Kuzey doğrultusunda devam eden kola girilmeden önce, girişin iki ayrı tarafının tavanlarında iki baca bulunmaktadır.
Bu tip baca oluşumlarına mağaranın ilerilerindeki galerilerde de sıkça rastlanmakta ve bu bacalardan biç kimsi mağaranın bulunduğu tepenin üst kısmına kadar ulaşmaktadır.
Mağara girişindeki galerinin kuzey kolundan devam edildiğinde, mağaranın bati yönüne döndüğü ve küçük inişlerle devam edip, güney ve batıya devam eden kollara ayrıldığı görülür.
Batıya devam eden kol tavan yüksekliği 10m yi bulan 14,2 m genişliğinde bir galeri ile sonlanır. Bu galerinin zeminindeki balçık, kıs aylarında bu zeminin tamamen su ile dolduğunu göstermektedir.
Güneye devam eden kolsa yer yer alçak tavanlı, kuzeyinde mağaranın girişindeki galeriye bağlantısı olan bir baksa galeriye açılır. Bu galeri mağaranın güneye devam eden kimsinin son noktasıdır. Bu galerinin sonunda da 2 metrelik bir çukurda su birikmektedir.
Mağaranın ölçülebilen kimsinin 70 m ölçülemeyen kısımlarının da 100m uzunluğunda olduğu tahmin edilmektedir.
Peynir Çiçeği mağarası bodrum yarımadasında nadir görülebilecek, binlerce yılda oluşmuş bir doğa harikasıdır.
Bölgenin kireç taşı açısından zengin olmamasına rağmen mağara içerisinde ortaya çıkmış olan biriktirme oluşumları doğanın sabırla islediği bir doğa harikasının gözler önüne sermiştir.
Coğrafisi
Gündoğan beldesi üç mahalleden oluşur.
- Yukarı mahalle eski yerleşim zamanında kışları bu bölgede yaşanırdı. Nüfusun artması ile bu bölgede sürekli yaşam başlamıştır.
- Aşağı Mah.: daha düz zeminde kurulmuş evler aralarda mandalina bahçelerinin olduğu en düz tarlaların bulunduğu mevkiidir. Son yıllarda talep bu bölgeye kaymıştır. Sahili boylu boyunca kumsaldır.
- Küçükbük Mah. Gündoğan beldesinin doğu kısmında kalır. Yine mandalina bahçeleri yoğunluktadır. Ancak son zamanlarda yoğun şekilde artan yapılaşmadan burasıda nasibini almıştır. Düzgün kumsalı, sakinliği ile ilgi odağı olmuştur.
Adalar
Fener adası: bu bölgedeki fenerli tek adadır. Maki bitki örtüsünün hüküm sürdüğü adada temiz denizi, kumsalı ile dikkat çeker. Adada çok miktarda tavşan, martı yaşar.
Apostol adası(tavşan adası): fener adasıyla yan yana olan adada çok eski dönemlerden kalan yapılar ve kalıntılar mevcuttur. Bunların en eskisi kilisedir. Adada sahile yakın kireç ocaklarıda bulunmaktadır.
Nasıl Gidilir;
Gündoğan’a gitmek için Bodrum Milas kara yolunu takip edebilirsiniz. Gündoğan – Bodrum 20km, Yalıkavak – Gündoğan 8km, Torba – Gündoğan 18km. Torba kavşağından yarımadanın batısına dönüp Torba, Göltürkbükü ’nü geçtikten sonra Gündoğan’a ulaşırsınız.
Diğer alternatif ise Yalıkavak yolundan yarımadanın doğusuna yönelmektir. Yönlendirme tabelalarını takip ederek Gündoğan ulaşabilirsiniz. Gündoğan’a direk olarak çeşitli otobüs firmalarının yani sıra Milas – Bodrum havaalanı üzerinden T.H.Y. ile ulaşabilirsiniz.
Bodrum’dan Gündoğan’a gitmek içinden otogardan yaz-kıs, gece-gündüz kalkan dolmuşlar vardır. Ayrıca Gündoğan da ve Bodrumda taksiler 24 saat hizmet vermekteler.
Hakkında
Eskiden Farilya olarak bilinen Gündoğan, yarımadanın eski yerleşmelerinden biridir.
Eskiden balıkçılık, zeytincilik, sünger avcılığı, mandalinacılığın ana geçim kaynağı olduğu Gündoğan, günümüzde bu gelir kaynaklarında bazılarını kaybetmiş. Buna karşın turizmde önemli bir pay almaya başlamıştır.
Gündoğan kasabası, Yalıkavak Göltürkbükü arasındaki yol üzerinde ve kayalık bir tepenin yamacında yer alır. Buradaki kaya manastırları, kilise, cami gibi yapılar zengin tarihini işaret eder.
Yarımadanın en uzun plajlarından biri olan Gündoğan plajı birçok tatilci için idealdir. Güzel sahil şeridini mandalina, zeytin ve çam ağaçları çevirir. Kıyıdaki Yalı cami, yel değirmenleri ve yakındaki Tavşan ve Apostol adaları ziyaretçilerin ilgisinin çeker.
Yalıkavak rüzgar sörfü, su altı balıkçılığı ve sünger avcılığı için uygun bir bölgedir.
Bunun yanı sıra Gündoğan Sahilleri, Su altı Fotoğrafçılığı için de ilginç bir yerdir.
Tekne turu ve Apostol Adası gezisi
Günübirlik tekne turlarına katılabileceğiniz gibi, tekneyle 15 dakika uzaklıktaki Apostol adasına gidebilirsiniz.
Adanın yeşil dokusu, etrafının saran ilginç görünümlü kayalıkları, yarım saatlik yürüyüşle ulaşılan tepede büyük ölçüde ayakta kalmış üç nefli Bizans kilisesi, yapının duvarlarındaki freskler, sarnıç ve rahiplerin kullandığı yapıların kalıntıları ada gezisine renk katacaktır.
Sarkıt ve dikitleriyle ilgi çeken ve içinde bölgedeki en eski yerleşme buluntuları ele geçen Peynir Çiçeği Mağarası da ziyaret etmek gerekir.
Görülecek Yerler
Peynir çiçeği mağarası
Tavsan adası,
Apostol Kilisesi
Eliiki Merdiven kilisesi
Kaya Mezarları
Tarihi sarnıçlar
Mutlaka Yap
Doğa Yürüyüşleri
Gün doğusunu seyretmek
Tekne turları
Denize girilecek yerler
Gündoğan sahilinin her bolumu
Etkinlikler
Turizm Festivali
Deve güreşleri şenliği Mart ayı